16 Ağustos 2011 Salı

Mahalle

  

   Ceplerime çekirdek doldurdum birsürü..

   Kocaman şişti cebim.Sanki cebimde oynamaya indirdiğim uzaktan kumandalı arabam vardı,birde tek dal sigara.

   Üstümde bir şort,kısa kollu birde tişört.En eski ayakkabımı giydim,çocukken mahallede futbol oynamaya giderken yaptıgım gibi.Ama bu sefer mahallede beni bekleyen kimse yoktu.Bunu biliyordum ama bilmemezlikten geliyordum.

   Cebime çekirdekleri doldururken bir avuç daha fazla koymak için can attım, belli hepsini yiyemezdim ama olsun ben daha çok istiyordum.İçimdeki çocuk öyle istiyordu daha doğrusu.Daha çok,daha çok.Çocukça bi açgözlülük kapladı bi anda içimi.Belki mahallede ki çocuklara dağıtırım diye düşündüm.

   Eskiden olduğu gibi düştüğümde diz kapağım kanasın diye de şort giymiştim.

   Bide pinokyo bisikletim olsa,düştüğümde kollarım çizilirdi belki,eskisi gibi.

   Bu düşüncelerle indim aşağı.Aşağıda mahalle falan yoktu,mahallede beni bekleyen kimse de yoktu,üzerinden dengemi kaybedip düşeceğim pinokyo bir bisikletimde yoktu.

   Sadece hızlı hızlı yürüyerek kilo vermeye çalışan teyzeler vardı.Birde tek başlarına yürüken telefonla konuşan amcalar.Kocaman sitede konuşabilecek sadece bir ''telefon'' bulabilen amcalar.Ve hızlı hızlı adımlarla yürüyen teyzeler vardı aşağıda.

   Bense yıldızlarla konuşabildiğini sanan bir deli gibi sadece gökyüzünü izleyebildim.Ne mahallede maç yapabildim çocukluğumdaki gibi,ne de pinokyo bisikletime binebildim.

   Sadece gökyüzünü izledim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder