21 Ağustos 2011 Pazar

Can baba bize bakıyor..



     Can YÜCEL..O'nu kelimelerimle anlatmak,anlatmaya çalışmak haddim değil.Bunu bilerek başlıyorum yazmaya.Kelimelerle dans eden bu yüce adamın başından geçen bir hikaye ile devam edicem.

    Malum dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel. Can Yücel'in babası aynı zamanda.Önce milli eğitim bakanı,sonra Can Yücel'in babası.neden böyle dediğimi birazdan anlayacaksınız.

   Can ve arkadaşı Gazi bakanın odasına girerler.Tombul yanaklı olanı bakanın yanına yaklaşarak ''babacım merhaba,biliyorsun bir süredir Gazi ile para biriktiriyoruz,Amerikaya gideceğiz eğer seninde iznin olursa'' der.

   Hasan Ali Bey kısa bir sessizliğin ardından oğlu Can'a dönüp dışarıda beklemesini söyler.Can çıktıktan sonra Gazi ye aynen şunları söyler ''Bak evladım,ben sizler gibi başarılı öğrencilerin yurt dışında öğrenim görmesini her zaman desteklerim. Fakat bir bakan olarak oğlumu Amerika'ya gönderirsem, bunu başkaları farklı değerlendireceklerdir. Bu yüzden sadece sana burs vereceğim. Gerekli işlemlerin yapılması için talimatı veririm az sonra. Hayırlı olsun '' .

   Can dışarıda merakla beklerken Gazi odadan çıkar,ve sadece kendisinin Amerikaya gidebileceğini söyler Can'a.Can en ufak bir tereddüte düşmeden cebindeki parasını çıkarıp Gazi'ye verir.Bu hikayedeki Gazi şu an dünyanın en ünlü beyin cerrahlarından Gazi YAŞARGİL'dir.


   Bütün bunları yazmamın bir nedeni var elbette..

   Can babanın yattığı yer olan Datça'da bir grup ''ÖKÜZ'' mezarı harap etmişler.Akıllarınca ders vermişler Can babaya ve onu sevenlere.Demek ki öküzlerin aklı bu kadar çalışabiliyor.

   Sen ölüden ne istersen be dangalak.Hadi Can Yücel'i sevmiyorsunda azcık allahındamı yok mezarlığı parçalıyorsun.Ama yook sana sorsak en dindar sensindir.

    Neyse Can baba izliyordur bizi oralardan.En derin saygılarımı sunuyorum..Bizimlesin her zaman..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder