Çocukluğumuzda hatırladığımız bayramların tadı kaldı mı pek emin değilim, kalmadı diye düşünüyorum, ama bir yandan da 'çocukken daha tatlıydı zaten herşey' diye de içimden geçirmiyor değilim...
Düşünsene çocuksun, 8 mesela yaşın ve bayram.. O güne kadar 'bayramlık' diye bir sürü şey almışlar sana, yani en azından ayakkabı, pantolon imkanlar dahilinde. Sabah uyanıyorsun herkes şık şık giyinmiş, bayram tebrikleri; hele bir de aile kalabalıksa yeme de yanında yat.. Öpülen eller, dolan cepler mutlu etmez de ne eder adamı, yani çocuğu işte..
Ben bayram için alınan spor ayakkabımı baş ucuma koyup uyuduğumu biliyorum, o kadar bir değerdi, değerliydi onlar.
Yani çocukken herşeyin anlamı çok daha fazlaydı belki de; sevinçlerin de, acıların da.. Doğal olarak bayramlarında..
Yaşlar ilerleyince çoğu zaman sahte birer telefon mesajına dönüşen bayram tebrikleri sadece 'akıllı telefonlarımızın' arşivlerinde ki yerlerini alıyor.. Hele ki herkese atıldığı belli 'genel' yazılmış mesajların benim gözümde zerre değeri yok.. En azından adımı geçir mesajda be arkadaş, diyeyim ki 'adım yazıyor, en azından onu yazma zahmetinde bulunmuş'.. Neyse çok da şey yapmamak lazım !
Biz son iki bayramımızı ailemizden ve memleketlerimizden biraz uzak diyarlarda kutluyoruz.. Sabah uyandığımızda 'bayram sabahına' uyandığımızı biliyoruz ama değerli eşimle.. O benim bayramımı kutluyor, ben onun.. Gerisi sıradan günlerimiz gibi.. Ama insanın içinde hep bir ses çınlıyor 'bayramınız kutlu olsun' diye..
Dünyanın neresinde olursanız olun, arayın, sorun, kutlayın; imkanınız varsa gidin sarılın ve 'iyi bayramlar' deyin..
İyi Bayramlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder