Biraz abartarak başlayayım,doğdumdan beri yazmanın
rahatlatıcı bir etkisi olduğuna hep inandım.. Tamam çok abarttım doğduğumdan
beri değil belki ama kendimi bildim bileli yazmanın rahatlattığını düşündüm
hep..
Ve hep de yazdım.. Kendi kendime yazdım,çizdim. Sonra sildim
hepsini baştan yazdım,baktım olmadı onu da sildim ; böyle böyle sabahlara kadar
yazdım. Bir nevi dertleştim kendimle. Bu dediğim gibi,kendimi bildim bileli
böyle olmuştur..
İlkokulda hatıra defteri edinmiştim kendime bir tane. Böyle
renkli bişeydi,sınıfta ki tüm arkadaşlarıma yazdırmıştım,zorla da olsa
yazdırmıştım kimisine.. Ama herkes yazmıştı işte. Hayatımda o okuldan
ayrıldıktan sonra belki bir daha hiç görmediğim,görmeyeceğim bir sürü insanın
elyazısı belki hala durur çekmecemde..
Sonra bir günlük edindim kendime. Günlük tutmaya başladım.
Çok hoşuma gitmişti. Oturuyordum her sıkıldığımda sayfalarca yazı
yazıyordum,bileklerim ağrıyana kadar.. Sıkılmıyordum ama,arasıra elimi şöyle
bileğimden tutup sallayarak o ağrının dinmesini bekliyordum. O da sağolsun beni
çok bekletmeyip ''hadi yazmaya devam genç'' dercesine hemencecik geçiveriyordu..
Yıllar sonra bu günlüğü okurken çok duygulandığım,güldüğüm,ağladığım olmuştur..
Nice nice şeyler işte sayfalarda birikmiş ; ölümler,doğumlar,sınavlar...
Baktım ben bu işi seviyorum,devam ettim.. Amaçsızca,hedef
gözetmeden,konu gözetmeden yazmaya devam ettim. Ama yazdıklarım kendimle
dertleşmekti,daha büyük bir hedefim,amacım yoktu.. Eğer bu yazıyı biyere
bağlanacak,bizde çok güleceğiz,ya da ağlayacağız umuduyla okuyorsan,boşver
okuma..
Çünkü yazmak ; illa biyere bağlanması gerekmeyen bir
eylemdir.. Bir boşaltım aracıdır belki de.. Bir sakinleşme,bir telkindir
insanın kendi kendisine yaptığı.. Bu yazı da öyle sıradan bi yazı işte..
Okuduysanız buraya kadar,bende sıkmıyayım daha fazla,bir sonuç beklentisi içine
sokmadan sizi yazıya son vereyim en iyisi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder